3 dakika
Blog
Rümeysa Demirörs
Doğal olarak, herhangi bir duygu patlamasını ilk etapta kestirmek her zaman mümkün olmayabilir. Başladığı zaman ise çocuklara müdahale etmek ya da bastırmaya çalışmak hatalı tutumlardır. Çocuklara yardım ve destek olmak daha ideal bir davranıştır. Çocuğunuzu herkesten daha iyi tanıyorsunuz; onu kızdıracak, istemeyeceği yada sevmeyeceği şeyler neler olabilir? Şimdi aradaki bağı güçlendirme ve çocuklarımızı daha da yakından gerçekten tanıma zamanı!
Dışarıda çocuklarımızın çok sakin olmasını, “melek gibi davranmasını” bekleriz. Ancak çocukların da biz yetişkinler gibi duygu patlamaları yaşamaları normal. Buradaki sorun, çocuğun duygularını kontrol edemiyor olmasından çok, insanların verdiği yersiz tepkilerdir. Her insan, duygu temelli yaşar ve çocuklar da öfkelenebilir. Onun için aşağıda stratejileri okuyup öğrenmeden önce kabul etmeniz ve kendinizi de rahatlatmanız gereken önemli bir konu var: Çevre ne der değil, çocuğumun şu an bana ihtiyacı var demeye başlayın.
Strateji 1: Hazırlıklı Olun!
Çocuklarla, özellikle halka açık bir şey yapmak söz konusu olduğunda, hazırlıklı olmak en temel anahtardır. Evinizden ayrılmadan önce, nereye ideceğinizi ve öfke nöbetine neden olacak hangi sorunların ortaya çıkabileceğini zihinsel bir kontrol ile tahmin edin. Çocuklar, bizim bir parçamız ya da artığımız değildir. Onlar da bir birey ve onların gelişimine uygun şekilde düşünmek gerekiyor. Biraz mekan ve zaman analizi yaparken çocuk gibi düşünmeye gayret edin. Bu herhangi bir duygu patlaması için hazırlıklı olmanıza yardım eder.
Strateji 2: Onlara Bir Görev / Sorumluluk Verin
Yapabildiğiniz kadar hazırlıklı olmaya çalıştınız, ama “Markete gitme zamanı!” geldiğinde pazarlama taktiklerinin de etkisi ile çocuğunuz bir anda duygusal anlamda “İstiyorum” diyerek duygularını arttırmaya başladı. Peki bakkal alışverişinin çocuklar ile bir angarya olduğunu kim söylüyor bize? Nereden geliyor bu öğrenilmiş çaresizlik? Önyargılar ya da geçmişten gelen çaresizlikler ile acaba çocuklarımızın duygularını fark etmekte zorlanıyor olabilir miyiz? Market gibi bir alanda çocuğumuza ne görev verebiliriz? Bir kağıt / defter, kalem ile alışveriş listesini onun tutmasını isteyebiliriz. Aldıkça sizin de desteğiniz ile listedeki ürünleri tek tek silebilir. Yaşı küçük olsa bile kalem tutmayı bilen her yaştaki çocuk ile bunu başarabiliriz. Hem eğlenceli hem bizim için de stres savar bir yöntem olacaktır.
Strateji 3: Tepkinizi Kontrol Edin
Bir ebeveyn olarak, her zaman olgun olan taraf olmamız gerektiğini hatırlamalıyız. Çocuğunuzun öfkesi karşısında her zaman “su gibi” olmalısınız. Çünkü o şu an duygu kontrolü sağlayabilecek bir yaşta değil ve içinde bir ateş hissediyor. Aşırı tepki ile karşılık vermeden, sakinleşmesini bekleyerek konuşarak anlaşmalısınız. Elbette buradaki iletişim başarısı, genel itibariyle evdeki sağlıklı iletişimin de devamı olacaktır. Güvenli bağlanma düzeyiniz de bir diğer etkendir. Bununla birlikte, hiç tepki vermemek ve çocuğunuzun hislerini görmezden gelmek, büyük duygularını aşmak için gerçekten zor bir yöntemdir. Küsmek, “Sen burada kal ben gidiyorum” gibi hareketler de terk edilme duygusunun temelini oluşturabilir. Dikkatli olunması gerekiyor.
Strateji 4: Manzarayı / Ortamı Değiştirin
Duygu patlaması tüm hızıyla devam ediyorsa ve endişeniz her saniye daha da büyüyorsa, şu anda yapabileceğiniz en iyi şey bulunduğunuz ortamı değiştirmek ve birbirinizi anlayabileceğiniz sakinlikte bir yere geçmektir. Daha tenha bir yerde bir yer bulun ve birbirinize sarılın. İnsanlardan uzak bir yer bulmak, sinirlerinizi sakinleştirmenize destek ve izleyicilerin de size yanlış müdahalelerde bulunmasına engel olacaktır. Kim olursanız olun ya da ebeveyn olduğunuz süre ne olursa olsun, çocuğunuzun öfke nöbetlerini halka açık bir yerde yönetmek her zaman kolay değildir. Hepimiz yaşıyoruz bunu, öfke, üzüntü ve tam bir umutsuzluk ile mücadele ediyoruz. Kabul edelim, ama hiç unutmayalım ki olgun olan taraf biziz. Bizim beynimiz bir yetişkin olarak duygu kontrolü becerisine sahipken, onlarınki oldukça zayıf. Duygusunu kontrol edemeyince bir kere de biz itmeyelim, destek olalım…